Seyahatin Genç Yüzü Yolda


Seyahatin Genç Yüzü: Yolda
İZ TV’nin yeni kuşağı “Yolda”, iki genç seyyahın neşeli yolculuklarını anlatıyor. Yiğit ve Eren, gittikleri kentlerin gündüz ve gecelerini filme alıyorlar...
İZTV’nin yeni ekran yüzleri olan Yiğit ve Eren seyahat etmeyi, yemek yemeyi, farklı mekanları, değişik insanları tanımayı seven iki genç televizyoncu. Dünyanın değişik bölgelerini, kentlerini, kasabalarını ve köylerini oradaki hayatın doğal akışına katılarak izleyen Yiğit ve Eren, sadece ünlü restoranların dillere destan yemeklerini değil, bulundukları kentteki sokağın damak zevkini de yolculuklarına dahil ediyorlar. Klasik gezi belgesellerinden onları ayıran nokta ise, ansiklopedik bilgi bombardımanı yerine hayatın içinden bulup çıkarttıklarını, tarihin kesin verileriyle birlikte sunmaları. İZTV’nin genç seyyahları sürekli yolculuk yapıyor, yaşadıklarını kamerayla kaydediyor, dönüşlerinde de bunları paylaşıyorlar. Bu şekilde hem kendileri mutlu oluyor, hem de izleyenleri mutlu ediyorlar.
PROGRAM ONLARDAN SORULUR
Yiğit-Eren ikilisi kendi programlarının yüklenicileri… Programın sunucusu Yiğit aynı zamanda yapım sorumlusu olarak yolculuk içinde koşuşturuyor. Payına bazen kamera asistanlığı da düşebiliyor o yüzden Yiğit’i omzunda kamera ayağıyla görmek hiç de şaşırtıcı olmuyor. Programa ilişkin metinler de Yiğit’in kotarması gereken işler arasında. Eren ise hem kamerayı kullanıyor, hem de geleceğin usta bir yönetmeni olacağının işaretlerini veriyor. Eren, hem kameraman, hem yönetmen, hem de “Yolda”nın kurgusunu baştan sona yapan bir televizyoncu. Animasyonları ise ikilinin yakın arkadaşları Engin tasarlayıp uyguluyor.
Kısa süre içinde Napoli, Roma, Malta, Gozo, Selanik ve Beyrut’u gezen ikilinin hedefinde Kuzeydoğu Avrupa, Uzakdoğu ve Latin Amerika var. Genç seyyahları Digiturk, İZ TV, Şarküteri Yapım ve Pronto Tour destekliyor. Onlar da bu desteğe layık olabilmek için var güçleriyle seyahat ediyorlar. Biliyorlar ki; yolculuk yapmayana mutluluk yoktur!
YENİ BÖLÜM ANKA KUŞU: BEYRUT
Yiğit ve Eren’in yolculuk tutkusu, yeni maceralarında onları Beyrut’a götürüyor. Bu kez genç seyyahlar Beyrut’un nabzını gece yokladıktan sonra ertesi sabah erken saatte şehir meydanına inip turist bulmayı umarken silahlı kuvvetlerle karşılaşıyorlar. Ardından Lübnan dağlarının eteklerine çıkıyorlar. Yol üzerinde Köpek Vadisi’ni görüp adının nereden geldiğini not ediyorlar ve bilimkurgu türünün usta yönetmenlerinin kurdurduğu setleri aratmayan Jeita mağaralarına giriyorlar. Tarih öncesi dönemlerden kalan bu mağaralar, gezginlerin nefesini kesiyor. Jeita’dan inip Harissa’ya çıkan Yiğit ve Eren, Beyrut’u bu kez 15 tonluk Meryem Ana heykelinin kanatları altında 650 metreden izliyor. Hemen ardından dünya üzerinde bilinen ilk sesli alfabenin tarihini öğrenmek için Byblos’a gidip Fenikelilerle birlikte 7000 yıl geriye ışınlanıyorlar. Bizimkiler Beyrut’a gelmişken buldukları her fırsatta humuslu mezeleri tatmadan günü kapamıyorlar. Özenle hazırlanmış isli patlıcan salatasından, Lübnan usulü semizotlu fattuşa, peyniri bol sigara böreğinden ev yapımı yoğurda yerel lezzetleri tadıyor ve yemekle birlikte gelen elmalı-mentollü nargileden içip Beyrut’un dansözlü taverna keyfini de ihmal etmiyorlar.

0 yorum:

Yorum Gönder